Beyin bilmesin, beynin bilsin!

Semih Hocaoğlu

3 yıl önce

Böylesine karmaşık bir yaşam döngüsünün içinde zaman zaman verdiğimiz çelişkili kararlar ve ilgisiz davranışların farkında bile olamıyoruz .

Duygular ön plana mi çıkmış ?

Gerçekleri görmek bu kadar mı zorlaşmış ?

Neden reflekslerimize mahkum olmuşuz ?

Sağlam irademiz dururken ve doğruyu bulmanın en doğru yolu öz iradeyi kullanmakla mümkünken ; irademizi reflekslere teslim etmeyi tercih etmişiz .

Midemiz zil çalarcasına çok acıkmışken ; gidip su içiyoruz mesela .

Okullardaki eğitim öğretim seviyesinin yetersizliğinden yakınıp dururken ; okul kantininde neden simit satılmadığını sorgulayıp şikayetçi oluyoruz .

Misallerini çoğaltabileceğimiz birçok davranış biçimini içgüdülerimizin yönlendirmiş olması ; bizi amacımızdan uzaklaştırmaktadır.

Oysa herşey sebep-sonuç ilişkileriyle ilintilidir .

Ülkede yıllar yılıdır kronikleşmiş bir " kadın " sorunu yaşanmakta örneğin ....

Toplumdaki statüsüyle ,

Temel hak ve özgürlükleriyle ,

Aile içindeki konumuyla bir dosyada ele alınıp masaya yatırılması , beraberinde getirdiği tüm sorunların topluca çözümlenmesi gerekirken ; olayın sebep yönünü unutup sonuç kısmına odaklanıyoruz .

Erkeğiyle , kadınıyla , genciyle , yaslısıyla hep birlikte " kadına şiddet " ve " kadın cinayetleri " üzerinde gayret göstermekteyiz .

Oysa bu gayretimiz konunun sonuç bölümüdür . Çözüme ulaşmak için sebepler araştırılmalı .

Doğrusu Kadının Temel Hak ve Özgürlükleridir.

Kaldı ki ; şiddet ve cinayet sadece kadına yönelik bir eylem değildir .

Erkeğe yönelik te şiddet uygulanmakta , cinayet islenmekte .

Hatta ; başka canlılara yönelen şiddet ve cinayetleri de sık sık görmekteyiz .

Zararsız bir köpeği sopayla kovalamak şiddet değil mi ?

Güvercinlerine zarar vermiş kediye idam sehpası kurup öldürmenin adı ne olabilir ?

Çiçeklerle donatılmış yemyeşil bir çim bahçeye girip ; çiçeklerin dallarını kırmak , güzelim çimleri ezmek şiddetten sayılmıyor mu ?

Ormanı ateşe verip yakmak cinayetlerin en büyüğü değil mi ?

Şiddetin de , cinayetin de ayrıcalığı olmaz .

Kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda başta kadınlar olmak üzere harcadığımız efor ve enerjiyi kadının temel sorunları üzerinde harcamamız halinde ; kronik bir sorunu bitirmiş olur ; oto-kontrol şeklinde kadına yönelik şiddet ve cinayeti sonlandırmış oluruz .

Gelin hep birlikte kadının olması gereken yerde neden olmadığını sorgulayalım .

Kadının temsilde ve üretimde hak ettiği konuma gelmesinin önünü açalım . Yüzde otuz kadın kotası sözü verip yerine getirmeyenlere seslenelim .

Okula gönderilmeyip 13 yaşında evlendirilen ; lepiska saçlı Barbie bebekle oynaması gereken yaşta kucağına birkaç yıl sonra kendisine arkadaş olacak kendi bebeği ile ilgilenecek kız çocuklarımızın durumlarını ve bu ilkelliğe , bu vicdansızlığa fetva verenleri sorgulayalım .

Yine diyanetin icazet verdiği çok eşliliğe , kumalığa karşı duralım .

Kadının mirastan reddine tavır koyalım . Kadın erkek eşitliğinin uygulanmasını isteyelim.

İnanıyorum ki ; bu sorunlarını halletmiş bir Türkiye'de kadına şiddet konusunda da , kadın cinayetleri konusunda da çok ciddi yol alınmış olur . Kadın Cinayetlerine Dur Diyeceğiz Platformu enerjisini başka kulvarlarda kullanır .

Ve yine inanıyorum ki ; Özgecanlar , Emine Bulutlar , Aylin Sözerler ve diğerleri ancak o zaman rahat uyur .

Kadın sorunlarının çözümü ulaşması için ; sadece kadınların yapacağı ve tavır alacağı hususlar da var .

Öncelikle ; zamanında bazı boşboğazların yaptığı ve halen yine bazı kendini bilmezlerin kullandığı ;

- Saçı uzun aklı kısa ,

- Eksik etek ,

- Kaşık düşmanı gibi yakıştırmaları şiddetle reddettiğini ve kınadığını her tarafta bağırmalı .

" BEYİM BİLMEZ , BEYNİM BİLİR " moduna acilen geçmeli . Her konuma hazır ve yetenekli olduğuna önce kendi inanmalı , sonra ispat etmeli .

" Savcı Ahmet Bey'in eşi "

" Doktor Murat'ın ablası "

" Avukat Eray Bey'in annesi "

" Müdür Sacit Bey'in kızı "

" Milletvekili Cemil Bey'in yengesi "

" Uğur Başkan’ın kardeşi " olarak tanıtılmış olmanızın kadın kimliğinize karşı büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum .

Eyyyy Kadınlar .....

Kimliğinizi kazanmanız , hayatın her alanında geçerli kılmanız halinde ; yaşam biçiminde denge unsuru olduğunuzun göstergesi olacaktır .

Yeter ki kendi adinizle anılmanızı sağlayan adımı atıp ısrarcı olun....

YAZARIN DİĞER YAZILARI